Sivaslı Halk Şairi Aşık Ruhsati Kimdir ?

Sivasımızın yetiştirdiği önemli Halk Şairi Aşık Ruhsati’yi tanıyalım..

Türkiye de Sivas denilince insanların aklına büyük ihtimalle öncelikle Aşık Veysel ve Kangal köpekleri gelmektedir. Ancak Sivasta öyle bir Halk Şairi yetişmiştir ki onun hakkkıyla bilinmemesi ve ikinci derecede hatırlanması da Sivas için bir kayıptır. Bizler www.sivascity.com olarak bu yazımızda da sizlere Aşık Ruhsati hakkında bilgi vereceğiz..

Sivas ın yetiştirdiği ender şahsiyetlerden Aşık Ruhsati aslen Sivas’ın Deliktaş köyünde 1835- 1911 yılları arasında yaşamıştır.

Bazı kaynaklarda “1832 yılında Sivas’ın Kangal ilçesi Deliktaş köyünde doğdu” şeklindeki ifadeler doğum tarihi konusunda kesin bir bilginin olmadığını gösteriyor. Muhtemelen miladi takvime çevirme konusundaki farklılık veya kaynakların azlığı buna neden olmaktadır.

Bir şiirinde geçen ;

“Sultan Mehmet şant zat-ı âlişan

Erer maksuduna pâyına düşen “

ifadelerinden onun Sultan Mehmet Reşat devrini (1909-1918) idrak ettiğini anlıyoruz. Vehbi Cem Aşkun, Ruhsatî’nin cülustan iki yıl sonra, yani 1911’de vefat ettiğini söylüyor. Eflatun Cem Güney de; “Ruhsatî… 1327 (1911)’de yetmiş altı yaşında gözlerini kapamıştır” diyerek, Aşkun’u destekler.

Yani kaynaklar Ruhsati’nin 1911 yılında vefatı konusunda hemfikir durumdadır.

Aşık Ruhsati ömrünün hemen hemen tamamını Deliktaş köyünde geçirmiştir.

Onun; 

“Dedem vilayeti gitsem Tonus’a

 Saklamaz sırrını sezegen olur  “

şeklindeki sözlerinden, soyunun Tonus (şimdiki adı; Sivas’ın Altınyayla ilçesi ) ilçesinden geldiği hükmüne varıyoruz. Dedesinin adını Şeyh Mehmet olarak zikreder Aşık Ruhsati.

Eflatun Cem Güney, annesinin isminin Safiye olduğunu ifade etmiştir.Ruhsatî on iki yaşında öksüz ve yetim kalmış; bu bakımdan kuvvetli bir tahsil görememiştir.

Bazı kaynaklara göre On iki yaşında babasını kaybeden Ruhsati uzun müddet Deliktaş ağaları`nın yanında azaplık yapmıştır. Yine aynı kaynaklar onun kimi zaman degirmenlerin su işlerinde çalıştığını, kimi zaman da köyünde kiracılık, rençberlik ve çobanlık yaptığını ifade ederler.

Asıl adı Mustafa olan Ruhsatî’nin mahlasını Şeyh İbrahim Efendi vermiştir.

Kimi Ruhsatî der kimisi koca
Kimisi âşık der kimisi hoca
Kimisi Cehdi’ der kimisi yuca
Gazaya razı ol belâya sabur

Bir zaman İcadi bir zaman Cehdî
Şimdi de Ruhsati baba dediler

sözlerinden anlaşılacağı gibi, her ne kadar İcadî, Cehdi mahlasını da kullandığını söylüyorsa da bu mahlaslarla yazdığı şiirlere ulaşılamamıştır.

Çeşitli kaynaklarda Aşık Ruhsati ile ilgili olarak şu ifadelere yer verilmiş ; “Halk şiirini ve gelenekleri küçük yaşlarda öğrenmeye başladı. Bazı kaynaklara göre temel anlamda bağlama derslerini Deli Derviş Feryadi’den aldı.Bazı kaynaklara göre Bektaşi bazılarına göre ise Nakşibendi tarikatından olan Ruhsati, Anadolu’nun birçok yerini dolaştı. Ruhsati mahlasından başka, bazı dönemler İcadi ve Cehdi mahlasıyla da şiirler yazdı.”

Ruhsatî, karakter itibariyle de ideal insan vasıflarına sahiptir. Basiret, kanaat, tevazu ve izan sahibidir. Haramdan, koğ, ve gıybetten kaçınmış; sır saklamasını bilmiştir. Kimsenin azına çoğun karışmamış; kimsenin malına göz dikmemiştir. Samimi bir Müslüman olup İslâm Peygamberini aşk derecesinde sevmiştir. Önceki kaynaklarda Bektaşî olduğu ileri sürülmüşse de Ruhsatî, kendisinin de pek çok şiirinde belirttiği gibi Nakşibendi tarikatine mensup bir âşıktır.

Ruhsatî, şiirlerinde genellikle köy hayatının özelliklerini yansıtmıştır. Duygu ve düşünce âlemi, köyde gördüğü intibalarla doludur. Bunun yanın da duyduğu ve bildiği konulara da yer verdiği olmuştur. Şiirlerinin mihverini halk kültürü ve kendi intibaları oluşturur.
Ruhsatî’nin hemen her konuda deyişi vardır. Pek çok âşıkta rastladığımız başta aşk, tabiat ve gurbet, öğüt, taşlama ve tenkit, mistik düşünce fanilik olmak üzere dert, şikâyet, dilek konulardaki şiirleri Ruhsatî’de de bulabilmekteyiz.

Ruhsati aşıklığı genç yaşta elde etmiştir. Kendisi bunu bade içmesine bağlamaktadır. Bazı şiirlerinde bu durumu açıkça ifade etmektedir. Şiirlerini irticalen söyleyip saz çalmamıştır.

Ruhsati, şiirlerinin çoğunu hece vezni ile yazmıştır. Ancak aruz vezni yahut hecenin 14 ve 15`li şekilleri ile şiirler (divanlar) yazdığı da olmuştur. Şiirleri kendisinden sonra gelen şairler üzerinde etkisini göstermiş ve bir Aşık Ruhsati kolu meydana gelmiştir.

1911 yılında vefat eden Aşık Ruhsati’nin mezarı, doğduğu yer olan Deliktaş’tadır. Bizler de kendisine Allah’tan rahmet diliyoruz. Bundan sonraki dönemlerde de Aşık Ruhsati ile ilgili bilgilere www.sivascity.com ve www.sivas.ws adreslerinde yer vermeye çalışırken , aynı zamanda Aşık Ruhsati’nin şiirlerine de yer vermek isteyeceğiz.

Aşık Ruhsati ile ilgili olarak Dr. Doğan Kaya’nın “Aşık Ruhsati  – Hayatı ve Şiirleri” isimli eseri bizlere oldukça detaylı bilgiler vermektedir. Ayrıca Eflatun Cem Güney, Çetin Eflatun Güney taraından kaleme alınan “Aşık Ruhsati: Hayatı ve Şiirleri” isimli eseri de inceleyebilirsiniz.

Sivaslı Halk Şairi Aşık Ruhsati Kimdir ?” yazısında 3 yorum var.

  1. lokman iyin dedi ki:

    ben lokman..selamlar.sivas ın mehmetpaşa mahallesindenim..ancak uzun yıllardır istanbulda yaşamaktayım.dedem ihsah iyin..rahmetli olmadan önce ruhsatinin dedesi olduğunu söylerdi.ancak bizler küçük yaşta olduğumuzdan pek üzerinde durmadık..ama bunu hiç bir zaman da unutmadık..deliktaşa gidip oraları görmek te nasip olmadı.. sevgi ve saygılarımla.

  2. mücahit dedi ki:

    DİER ANLATIMLARA GÖRE COK COK GÜZEL OLMUŞ

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

buy cialis viagra cialis online buy cialis